ana sayfa
türkü sözleri
türkü notaları
türkü hikayeleri
gönül verenler
bağlama-nota
ozanlarımız
halk müziği
konser-tv
kitaplık
yazılar
sözlük
arşiv
linklerimiz
görüşleriniz
site içinde ara

Güncellemelerden haberdar olmak için
e-mail listemize üye olunuz. 

İsim: 
E-mail: 
            

  

Aşık Mahzuni Şerif Şiirleri 4


Ortaklık

Öyle bir zalımla ortaklık ettik
Dolu ona düştü, boş bana düştü.
Bir ulu defterde hesaplar tuttum
Beşbin ona düştü beş bana düştü.

Bir deryaya girdik daldık dolaştık
Ulu bir mecliste güldük gülüştük
Vücudumu parça parça bölüştük
Gözüm ona düştü yaş bana düştü.

Mahzuni denizle açtık arayı
Arayı arayı buldum karayı
Beraber çalıştık yaptık sarayı
Saray ona düştü iş bana düştü....>>


Osmanlı Ve Türkler

Bin yıllık bir hasta inler şurada
Ne doktor bulunur, ne çıban biter
Dört mevsim boş geçer bu güzel kırda
Ne çiçek ekilir, ne fidan biter.

Vicdan adaleti kurulmadıkça
Haksız, Hak yolunda görülmedikçe
Mebus köylü gibi yorulmadıkça
Ne adalet bakar ne vicdan biter

Marangoz çalışır, kapısı yoktur
Berberin sakalı herkesten çoktur
Çalışan aç gezer soyanlar toktur
Ne adavet kalkar ne düzen biter.

Size derim size duyun insanlar!
İnsanı asıpta zevkeden canlar...
Dört yanımdan hücum etti hayvanlar
Ne Mahzuni korkar ne sözü biter....>>


Öğretmenim

Bütün karanlığın ulu güneşi
Her gece gönlüme dol öğretmenim
Kim ki çıkmak ister ömür dağına
Ancak senden başlar yol öğretmenim.

Hep çürüsün sana küfreden diller
Kökten kopsun sana taş atan eller
Senden küçük güzellikler güzeller
Sendeki bir başka hal öğretmenim.

Satır satır düşüncemde kanımsın
Kanımın içinde başka canımsın
Yaradandan sonra küçük tanrımsın
Sende hikmet kudret bol öğretmenim

Adaletin A harfini sen yazdın
Zorluklaları sen öğrettin sen çözdün
Hesabı keşfettin atomu ezdin
Sana tüm engeller kul öğretmenim.

Sen ağlarken ya ben nasıl güleyim
Rehbersiz menzili nasıl bulayım
Eline gönlüne kurban olayım
İşte bir canım var al öğretmenim.

Mahzuni sızlanır övgüm az diye
Bana neler çektin oku yaz diye
Gene yatır dizlerine saz diye
Beni ölene dek çal öğretmenim....>>


Öğüt

Sana diyeceğim var eren yolcu
Çürük köprülerden geçme ha geçme.
Mertlere haramdır namerdin suyu
Derde derman olsa içme ha içme.

İnsan dükkân düdükkân şehre misaldir
Kemâlet ehlinin keremi boldur
Senden sana gitmek bir uzun yoldur
Kendini bilmeden göçme ha göçme.

Mürşit olmayınca müşkül çözülmez
Dibi görülmeyen gölde yüzülmez
Hak'kın pazarında iki gezilmez
Aman beni senden seçme ha seçme.

Mahzuni Şerife bir gün elveda
Verdiğini alır Cenab-ı Hûda
Hey yolcu ektiğin kalır dünyada
Mevsimi dolmadan biçme ha biçme....>>


Öze Dönüş

Bir doktora gittim yaram sarmağa
Sen kendi yâreni sar dedi bana.
Bir mürşide gittim adam olmağa
Senin adam olman zor dedi bana.

Birgün pire vardım adamım deyi
Pir öğretti bana şehiri köyü
Anasız doğurttum ulu bebeği
Öyleyse gözlerin kör dedi bana.

Her çiçekten almışıdış rengimi
Yıllardır sorarım bulmam dengimi
Birgün aramıya çıktım kendimi
Gidip Mahzuni'den sor dedi bana....>>


Özeleştiri

Ahmak gönlüm ne gezersin yabanda,
«Şu iki cihanı» sen sende ara.
Boşa Tur Dağı'nı gezip dolaşma
«Musa'yı çobanı» sen sende ara.

Kötü kişi yoktur dünya yüzünde
Herkesin merteği kendi gözünde
Herkesin Yezit'i kendi özünde
«Ol Şah-ı merdanı» sen sende ara.

Bundan sana nedir erenler ermiş
Ermiyen dünyada yani ne görmüş
Dinle Hacı Bektaş Veli ne demiş
«Derdine dermanı» sen sende ara.

Mahzuni Şerifim Hak'ka gel hele
Hak'ka gelmiyenler düşer mi yola
Damlayınan düşek bir ulu göle
«Ummanı», «deryayı» sen sende ara....>>


Pişman Oldum

Selam verdim selamımı almadı
Düşman m'oldun gözlerini sevdiğim
Sen beni severdin ezel ezeli
Pişman m'oldun gözlerini sevdiğim?

Beni Mecnun ettin deliler gibi
Ferhat Şirin'deki çalılar gibi
Biat eder idin Ali'ler gibi
Osman m'oldun gözlerini sevdiğim?

Ayandır çöllere Mecnun'un hali
Eğilmiş kırılmış güllerin dali
Adem'i kovduran Havva misali
Şeytan m'oldun gözlerini sevdiğim?

Uçma gökyüzünde Cebrail gibi
Can alıcı olma Azrail gibi
Mahzuni Şerife İsmail gibi
Kurban m'oldun gözlerini sevdiğim?...>>


Pişmanlık

Seher vakti evinize
Girdim girmez olayıdım.
Geçiyordum bağınıza
Vardım varmaz olayıdım.

Boş kayadan pınar akar
Ondan içen çile çeker
Azgın yârene kim bakar
Sardım sarmaz olayıdım.

Mahzuni Şerifin halı
Aramızda kara çalı
Gittiğim erkânı yolu
Sordum sormaz olayıdım....>>


Poz İçinde Poz

Gönül nerden aldın sen böyle çalımı
Haberin yok poz içinde pozun var.
Kimin olur kötü sözün gelimi
Ne habersiz ayrı ayrı izin var.

Cahiller kamilin sözünden bilmez
Çürük papuç ile Şam'a gidilmez
Koyun sürüsünde hınzır güdülmez
Bu hâl ile poz içinde pozun var.

Bir damlan bulunmaz denizim dersin
Hayâl kaplarından çok pilav yersin
Böyle gitme gönül derde girersin
Ne acayip türlü türlü nazın var.

Neler açtın Mahzuni'nin başına
Karışılmaz oldu neden işine
Gönül kimse bakmaz gözün yaşına
Anladım ki göz dibinde gözün var....>>


Secere

Gülüm katreyi Zeynel'den
Bir katre olmaya geldim.
Akıp akıp çaylarınan
Ummanı bulmaya geldim.

Öyle ummana karışıp
Nice dalgaynan yarışıp
Kamilce durup duruşup
Derine dalmıya geldim.

Şöyle duram derinlerde
Görünmüyen görünlerde
Çıkıp yüksek serinlerde
Bir yağmur olmaya geldim.

Yağmur olup yere düşsem
Nice ceylanınan koşsam
Canlanıp Hak'ka uluşsam
Gülünen gülmüye geldim.

Bir bağuban görse beni
Ölçüsüne vursa beni
Birem birem yolsa beni
Kendimi yolmaya geldim.

Mahzuni'yim bu iş tamam
Beni yaktı işte canan
Ben gerçek Kıble'ye inan
Bir namaz kılmaya geldim....>>


Sevdiklerime Veda

Her can dayanamaz ayrılık sana
Cemâlini gördüklerim elveda
Bilmem ki erenler ne oldu bana
Sefasını sürdüklerim elveda.

Hiç bakmayın ayıp ile yazığa
Aşık olan âşık düşmez tuzağa
Belki kader yolu gitti uzağa
Divanına durduklarım elveda.

Mahzuni Şerifim tutuşup yana
Bağladım özümü Şah-ı Merdan'a
Geri dönemessem üzülmen bana
İkrarına vardıklarım elveda....>>


Sevdim Diyenler

Sevdim diyenlere selamım olsun
Kuru merhaba ile borç ödenir mi?
Bilmediğim derya taş ile dolsun
Sanki ölü kaptan sağ sanılır mı?

Zerrece Hak var imiş her kulda
Fazilet eğlenmez akçede pulda
Kâmiller kullara çizgide yolda
Kendi yürümese kâmil denir mi?

Yalan dolan ile gönül eğlersin
Söyle zahit kime meyil bağlarsın
Beni kandırdın ya Hak'kı neylersin
Beni kandırdığına Hak inanır mı?

Kıymette bir midir yâr ile ağyar
Kâmilin ustası meclise uyar
Ey dostlar darılmakta da usul var
Mahzuni gibiye dost incinir mi?...>>


Sıla Efkârı

Ala kar mı yağdı gamlı başına?
Erciyes Dağları kolay erir mi?
Ben gidince dost girer mi düşüne?
Kendini görmeyen Hak'kı görür mü?

Yüksekten yükseğe erler nidası
Leyla'ların mecnun olur fedası
Her Hasan'ın elbet vardır cûdası
İnsan sevdiğine avu verir mi?

Kayadan kayaya sararan sümbül
Sümbülün derdinden bilir ehli dil
Yapraktan yaprağa kovulan bülbül
Bin çiçekli bal olsa da durur mu?

Boşuna Mahzuni yalvarıp yakar
Gözlerinin yaşı içine akar
Değ mümine münkir nereden çıkar
Çağrılmayan yere insan varır mı?...>>


Softaya Sorular

Hocam gelmiş bana sualler sorar
Bu Kürre'yi arzın binası nedir?
Bir gelin oturur güneş yüzünde
Elinde yüzüğü kınası nedir?

Hangi çarmıh tutmuş bizim «İsa»yı
Bilirsiniz dili yanmış Musa'yı
Tur Dağı'na götürürken «Asa»yı
Onun konuştuğu «Sina»sı nedir?

Mevla'm bizi bir hamurdan yoğurmuş
Adem olun diye durmuş çağırmış
«Meryem», babası yok çocuk doğurmuş
Onun babasının anası nedir?

Der Mahzuni Şerif bitsin bu acı
Neydi Zekeriya Nebi'nin tacı
Hocamın korktuğu Tuğbâ Ağacı
Tuğbâ'nın döktüğü danesi nedir?...>>


Sultan Süleyman

Sultan Süleyman da olsa
Bir gün ölür demedim mi
Yerdeki karınca bile
Hak'kı bilir demedim mi.

Bilmeyenler ana bacı
Şeytandan giydiler tacı
Haklı Hasan'ın ilacı
Hak'tan gelir demedim mi.

Der Mahzuni dünya cimdir
İşi gücü indir bindir
En sonunda yağlı kendir
Beni bulur demedim mi....>>


Sultanım Ol

Bu yalnızlık bana acı
Vurma göğsüme kılıncı
Kavuşmak bunun ilacı
Dermanım ol gel gel...

Günüm geçer yıllar gibi
Savrulurum küller gibi
Uzak durma eller gibi
Sultanım ol gel gel...

Kandırıldık belâ bulduk
Kandırıldık yarım kaldık
Matem ettik oruç olduk
Bayramım ol gel gel...

Mahzuni'yi yalnız koyma
Uyma yad ellere uyma
Gelmezsen yaşına doyma
Lokman'ım ol gel gel......>>


Şikayetim Sana

Vallahi usandım ben bu dünyadan
Şikayetim sana İmam Hüseyin.
Eski dostlar şimdi düşman kesildi
Şikâyetim sana İmam Hüseyin.

Şikâyetim vardır Merdan-Ali'ye
Hem Merdan-Ali'ye Bektaş-Veli'ye
Evvel akıllıydım döndüm deliye
Şikayetim sana yiğit Hüseyin.

Sana güvenmiştim yuvam dağıldı
O zalimin oğlu ömrümü böldü
Körpe yavrularım dağlarda kaldı
Şikâyetim sana koca Hüseyin.

Mahzuni Şerifim ben bir deliyim
Kime kurban gidem şaştım neciyim.
Ben ne bir kırpık hacı ne de hocayım.
Şikâyetim sana İmam Hüseyin....>>


Taliplere Uyarı

Dört kapı kırk makam haktır diyenler
Kırkından birine girsin görelim.
Hak'tan gayrı nesne yoktur diyenler
Hak yolunda başın versin görelim.

Şu yüce dağlarda ışık ışılar
Işığın huzmesi bağrımı deler
Nuh'un gemisi bilen kişiler
Yüzdüğü deryaya girsin görelim.

Maşukundan aşıkının yazması
Cahile kolaydır yoldan azması
Kendini bilmiyen küfe bozması
Hüseyn'e can baş versin görelim.

Bana adam etme hiç oğlu hiçi
Maşukuna ayan aşıkın içi
Hak ka kurban diye kesersin başı
Hak yolunda başın dursun görelim.

Ben Kamil isterim fezada uçsun
Ben arif isterim ikiye seçsin
Ben aşık isterim serinden geçsin
Yaptığına divan dursun görelim.

Kamilin sözünden arifler anlar
Canandan ayrılmaz canoğlu canlar
Şah-Merdan'a gücüm yeter diyenler
Mahzuni Şerifi vursun görelim....>>


Tavsiye

Size derim vücudunu sevenler
Evvel ayak olur sonra baş olur
Bir cemâlin elbet gülü sümbülü
Gözü yapılır da sonra baş olur.

Dünya yürümez ki böyle tımarla
Evler yapılmaz ki kolay imarla
Balık balık ile himar himar'la
İnsan insan ile arkadaş olur.

Dostun sunduğuna dolu der isek
Dostun gittiğine yolu der isek
Bütün insanlara veli der isek
Elbet Ali olur bir Bektaş olur.

Der Mahzuni kurtul böyle cinlikten
Çok zeminlik çıkar az zeminlikten
Vallahi billahi senlik benlikten
Korkarım dünyada çok savaş olur...>>


Tavşan

Tavşan yamaca geçti
Şaka maka deriken
Kedi sirkeyi içti
Şaka maka derken...

Kuru göller su doldu
Karaman dağda kaldı
Karga padişah oldu
Şaka maka derken...

Doğdum topraktan geldim
Ha yaşadım ha öldüm
Mahzuni Şerif oldum
Şaka maka derken......>>


Tembih

Yalvarırım sana millet adına
Kurban olam eskisine benzeme...
Bu millet bıkmıştır yalan dolandan
Kurban olam eskisine benzeme...

Yeniden gelenler bizi taşlamaz
Haziran ayını böyle kışlamaz
Sanma ki aşıklar şahı taşlamaz
Kurban olam eskisine benzeme... .

Bunca şehitlerin başı hakkıyçün
Mustafa Kemâl'in başı hakkıyçün
Anayın babayın yaşı hakkıyçün
Kurban olam eskisine benzeme...

Mahzuni Şerifim ne kadar yersen
Feda olsun vatana başımı versem
Şu dünyada Allah'ını seversen
Kurban olam eskisine benzeme......>>


Uyan Çoban

Uyan çoban uyan sürüde kurt var
Mor koyun yaralı kuzu perişan.
Şakiler dönüyor inliyor dağlar
Mecnun çöle dargın yazı perişan.

Canavar bürünmüş kuzu postuna
Karışmış sürüye canlar kastına
Tekin defterini çekmiş üstüne
Ciğer pare pare sızı perişan.

Gemiler delinmiş yelkeni berbat
Zehire karışmış misk ile şerbet
Sanma ki cihanın sultanı rahat
Bazan dalgın gezer bazı perişan.

Uyan çoban uyku zarar getirir
Her taşın başında bir kurt oturur
Sürmeli yavruyu alır götürür
Parça parça koyma bizi perişan.

Yabaniler gezer dostun bağında
Mecnun gezemiyor dostluk dağında
Halden hale düştüm gençlik çağında
Mahzuni yan yatar sazı perişan....>>


Vah Vah

Selam saldım rüzgar ile
Yare vardım vah, vah vah...
Ömür bitti yollar gider
Yollar durmaz vah vah, vah vah...

Dağlar bulut çöller susuz
Gecelerim tüm uykusuz
Ne haldeyim a kaygusuz
Halim sormaz vah vah, vah vah...

Sümbüldüm sarardım soldum
Yaprağı dökülmüş oldum
Şimdi uzaklarda kaldım
Gözüm görmez vah vah, vah vah...

Mahzuni'yim soldum bittim
Bindiğim dalı inciştim
İşte geldim işte gittim
Aklım ermez vah vah, vah vah......>>


Vergi Kaçıranlara

Mısır satıyordun iki yıl evvel
Gardaş defineyi nereden buldun?
Baktım defterine vergi ne gezer
Gardaş defineyi nereden buldun?

Haber verse idin müzemiz vardı
Kumandan, kaymakam kazamız vardı
Yoksa muhtarımız azamız vardı
Gardaş defineyi nereden buldun?

Okuma görmedin kırk sene yattın
Bir ekmeğe kırk yıl taklalar attın
Eroin mi sattın, esrar mı sattın
Gardaş defineyi nereden buldun?

Seni de beni de gören Allah'tır
Alın teri bütün terlere şahtır
Devlet parasını çalmak günahtır
Gardaş defineyi nereden buldun?

Mahzuni Şerife inanmaz mısın
Ben yanarım daim sen yanmaz mısın
İnsanım demeye utanmaz mısın
Gardaş defineyi nereden buldun?...>>


Ya Ali

Bağladım sıtkımı ulu divana
Gel benim efendim şahım ya Ali.
Gün begün fırağım kâr eder cana
Hazin hazin ahu vahım ya Ali.

Ayağın tozuna yüzümü sürsem
Aşıkı mesteden cemâlin görsem
Nusettim katrenden sersemin sersem
Mürüvvet kıl secdegâhım ya Ali.

«Şah-ı Vilayet»sin gümanım mı var
Şadolup gülecek zamanın mı var
Senden özge dinim imanım mı var
Hacet kıblem azmü-rahım ya Ali.

Hazretine eren canlar öğünsün
Gelen giden doğup batan hep sensin
Zülfükâr dokunmuş beden sevinsin
Şifasına ben agahım ya Ali.

Vaizin dilinde küfürdür adın
Tahammül etmekte nedir muradın
Ya niçin tevella teberya dedin
Sultanım pişti-penahım ya Ali.

Üç huruf içinde gizledin adın
Bai-Bismillah'i yazdın öğrendin
Zülfükâr bağlayıp düldüle bindin
Şahadetim ilallahım ya Ali.

Mahzuni kuluna bir nazar eyle
Hükmü Firavun'a bakta ar eyle
Dilimi kes gözlerimi kör eyle
Medet senden padişahım ya Ali....>>


Bu bölümde toplam 110 adet Aşık Mahzuni Şerif şiiri bulunmaktadır.

1 2 3 4 5

 

 



anasayfa l notalar l sözler l bağlama l hikayeler l gönül verenler
halk müziği l ozanlar l yazılar l kitaplık l konser-tv l linklerimiz l görüşleriniz

Herhangi bir konuda yazışmak için: turkuler@turkuler.com